Bir önceki yazımda internet sosyal ağ sağlayıcıları hakkında yapılan düzenlemeyi aktarmıştım. Bu yazımda da kısa çalışma ödeneği, iş ve hizmet sözleşmelerinin feshi hakkındaki süre uzatımları ve tüketici uyuşmazlıkları konularında yapılan değişiklikler hakkında bilgi vereceğim.
Mevzuatımızda yapılan İkinci değişiklik, kısa çalışma ödeneğinin süresinin uzatılmasına ilişkindir.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun ek 2 ve geçici 23’üncü maddesi gereğince, Kovid-19- koronavirüsün yarattığı dışsal nedenlerle “kısa çalışma” yapan iş yerlerinin “kısa çalışma ödeneğine” başvuru süresi, 30 Haziran 2020 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan 2706 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararıyla bir ay uzatılmıştı. 31 Temmuz 2020 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan 2810 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararıyla bu süre bir ay daha uzatılmıştır. Böylece son başvuru tarihi 31 Ağustos 2020 tarihine uzatılmıştır.
Üçüncü değişiklik, koronavirüs tedbirleri kapsamında iş veya hizmet sözleşmelerinin feshini yasaklayan süre uzatılmıştır.
31 Temmuz 2020 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan 2811 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararıyla, 4857 sayılı İş Kanununun geçici 10 ncu maddesinde öngörülen, her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, 25’inci maddenin birinci fıkrasının (II) numaralı bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler, belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, iş yerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, ilgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi halleri dışında işveren tarafından feshedilemeyecek hükmü, 17 Eylül 2020 akşamına kadar uzatılmıştır.
Dördüncü değişiklik ise tüketici uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvuru dava şartı olmuştur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna madde 73/A eklenmiştir. Bu ekleme ile tüketici tarafından tüketici mahkemesinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı haline getirilmiştir.
Bilindiği üzere Tüketici, belli bir parasal sınıra kadar taleplerini tüketici ilçe hakem heyetine (2020 yılı için 6.920 TL); yine belli bir sınıra kadar taleplerin tüketici il hakem heyetine (2020 yılı için 10.390 TL), bu sınırların üzerindeki taleplerin ise tüketici mahkemelerine yapılması gerekir.
Hakem heyetine başvuru için arabuluculuk zorunlu değil. Tüketici mahkemesine başvuru için ise önce arabuluculuğa başvurulması dava şartı haline getirilmiştir. Arabuluculuk sonucu uzlaşma sağlansın veya sağlanmasın, her halükarda tüketici yönünden arabuluculuk ücreti maktu 340 TL olup, bu ücret Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacaktır. Uzlaşma sağlanamaması sonucu açılacak davanın tüketici lehine sonuçlanması hâlinde Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil edilerek bütçeye gelir kaydedilecektir.
Tüketici tarafın arabuluculuk ücretinin Bakanlık bütçesinden ödenecek oluşu, Devletimizin arabuluculuk sürecine verdiği önemi ve aynı zamanda tüketici mahkemelerinin tıkanmış olduğunu göstermektedir. Bu durum ise hem Arabulucuya hem de Taraflara, vatandaş bilinciyle hareket edilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlam da Taraflardan beklenen, barışçıl bir süreç olan arabuluculuk sürecine katılarak, karşılıklı iyiniyet çerçevesinde, kendi kararlarını kendilerinin vermesidir.
AV. Bahattin Çelik
20.08.2020
Yenigün Gazetesinde basıldığı gibi taşınmıştır.
תגובות