Yeni koronavirüs (covid-19) salgını, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020 tarihinde küresel salgın (pandemi) ilan edilmiştir.
Hastalığın ülkemizde yayılmasının engellenmesi, mücadele edilmesi ve ekonomik etkilerinin enaza indirilebilmesi için Hükümet tarafından bir çok düzenleme yapılmış, kamu sektörü ve özel sektör tarafından ise bir çok önlem alınmıştır.
Virüsün yayılmasını engellemek amacıyla alınan tedbirler, sosyal hayatı ve bir çok alanda ekonomiyi etkilemiş ve beraberinde bir çok ekomonim sorun doğurmuştur.
Bunların başında;
İşletme sahiplerinin kira bedellerini ödemede yaşadığı ifa güçlüğü,
İşçi-işveren ilişkileri,
Satıcı-alıcı,
Yapım sözleşmelerinde müteahhit-arsa sahibi-iş sahibi (örneğin Kooperatif),
Gibi hukuki ilişkilerden kaynaklanan sorunlar gelmekte. Bir çok sorun yaşanmış veya yaşanmaya gebe bulunmaktadır.
Taraflar yaşadığı soruna bir çözüm bulabilmek için beklenmeyen halin (mücbir sebebin) yarattığı ifa güçlüğü ve/veya işlem temelinin çökmesi gerekçeleriyle uyarlama (örneğini kira bedellerinin indirilmesi gibi) davası açabilirler veya sözleşmeyi fesh edebilirler.
Hukuk alanında özellikle 7226 ve 7246 sayılı yasalarle getirilen tedbirlere “işçi çıkarma yasağı”, “kısa çalışma ödeneği”, “ücretsiz izin”, “çek ödemeleri nedeniyle uygulanan hapis cezalarının infazının durdurulması”, “belirlenen ödeme peryoduna uyulması halinde çek cezalarının kaldırılması”, “tahliye davası açma yasağı”, “dava açma, hak düşürücü ve zaman aşımı sürelerinin 15 Haziran 2020 tarihine kadar durdurulması”, “duruşmaların ertelenmesi”, “kamu kira alacaklarının ve kamuya olan borçların ertelenmesi ve bir ödeme peryoduna bağlanması”, “TEDAŞ’a olan borçların yapılandırılması” gibi bir çok tedbir ve karar alınmıştır. Bu tedbirlere daha önceki bir çok yazımızda yer vermiştik. Bu yazılara, internet “Bahattin Çelik Yenigün Gazetesi Köşe Yazıları” yazılarak ulaşılabilir.
Uyuşmazlığın çözümü için ya barışçıl bir çözüm yolu olan arabuluculuğa başvurularak kendi iradeleriyle bir anlaşma yapılması ya da yargı gücü kullanılarak hüküm tesis edilmesi gerekmektedir.
Mahkemelerde bir dava açıldığında mahkemenin dilekçeyi tebliğe çıkarması, bunu takiben dilekçe teatileri, ön inceleme oturumunun yapılması, sunulmayan delillerin celbi ve bir de buna pandemi sürecine ilişkin tedbirler ve bekleyen, biriken işler de eklenince duruşmaların başlaması için yaklaşık sekiz-dokuz ay bir süre gerektirmektedir. En basitinden bir bilirkişi incelemesi dört ay, itirazlar, ek rapor düşünüldüğünde en basit davanın karara çıkması ne yazıkki birbuçuk yıl ile üç yıl almaktadır. Buna bir de istinaf, temyiz gibi yargı yolları ilave edildiğinde yargı yoluyla elde edilmek istenen hak maalesef heba olup gitmekte, ya da sağlayacağı fayda fayda olmaktan çıkmaktadır. Yargılama giderleri, emek ve zaman kaybı da cabası.
Mahkeme yoluyla sonuç alabilmek için harcanan zamanın, emeğin, yargılama giderlerinin ve beklenmedik sürpriz sonuçların önüne geçmek ve çok kısa sürede barışçıl bir çözüme kavuşmanın yolu “arabuluculuk”tur.
11 Şubat 2020 tarihli Yenigün Gazetesinde bu köşede “arabuluculuk” konusunda ayrıntılı bilgi verilmiştir. Her iki tarafların da, tasarrufta bulunabileceği her konuda arabulucuya başvurabilirler. Her iki tarafın birlikte başvuruması zorunlu değildir. Taraflardan herhangi birisi başvurabilir. Arabulucular, Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı denetimi ve gözetimi altında çalışırlar. Arabuluculuk Daire Başkanlığı nezdindeki Arabulucular Siciline kayıtlıdırlar. Bölgenizdeki arabuluculara http://www.adb.adalet.gov.tr/arabulucu/ adresinden ulaşabilir.
Taraflar tasarrufta bulunabileceği her konuda arabuluculuğa başvurabilir. Örneğin boşanma ya da tahliye veya yıkım gibi konular tarafların tasarrufta bulunabileceği bir husus olmadığından arabuluculuğa elverişli değildir. Ancak boşanma sonrası mal paylaşımı, kira bedellerinin indirilmesi veya ödenemeyen kira ödemelerinin zamana yayılarak planlanması, yıkıma ilişkin tarafların birbirine tazminat ödemesi gibi hususlarda taraflar birbiriyle pekale anlaşabilirler. Tarafların mutabakatıyla arabulucu tarafından düzenlenen anlaşma tutanağına, taraflardan birinin müracaatıyla hâkim tarafından icra edilebilir şerhi verildiğinde ilam mahiyetinde belge niteliğini almaktadır. Başka bir ifadeyle mahkeme kararı yerine geçmektedir.
Mahkemeye intikal etmiş davası yürüyen uyuşmazlıklarda arabulucuya gidilebileceği gibi, mahkemeye intikal etmeden de arabulucuya gidilebilir. Davası yürüyen uyuşmazlıkta düzenlenen arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilir şerhini uyuşmazlığa bakan mahkeme; henüz dava konusu yapılmamış uyuşmazlık nedeniyle tutulan arabuluculuk tutanağına ise icra edilebilir şerhini o yerdeki sulh hukuk mahkemesi vermektedir.
İcra edilebilir şerhi için duruşma açılmaz. Mahkeme sadece tarafların tasarruf edebileceği bir hususa ilişkin olup olmadığını evrak üzerinde inceler.
Tarafların kendi iradeleriyle gittiği arabulucuğa “ihtiyari” arabuluculuk denilmektedir. Taraf arabulucuya müracaat ettiğinde arabulucu uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olup olmadığını önce tespit eder ve akabinde taraflara irtibata geçerek bir toplantı günü belirler. Detaylı bilgilendirme yazısı ile davet mektubunu gönderir.
7036 sayılı İş Mahhkemeleri Kanununun 3 ncü maddesiyle, “iş kazası veya meslek hastalığına dayalı maddi veya manevi tazminat davaları” ile “çalışma sürelerinin tespiti davaları” dışındaki tüm iş davaları ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi gereğince, Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Belirtilen davalar açılmadan önce adliyelerdeki arabuluculuk bürosuna müracaat edilmesi gerekir. Arabuluculuk bürosu sicile kayıtlı arabuluculardan birisini UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) üzerinden görevlendirir. Taraflar birlikte isterlerse istedikleri arabulucuyu görevlendirir.
İş davalarında 3 hafta + müzakere devam ediyorsa ilave 1 hafta,
Ticari nitelikli davalarda ise 6 hafta + müzakere sürüyorsa ilave 2 hafta,
Arabulucu görevlendirmeyi kabul eder ve taraflarla irtibata geçerek bir toplantı günü belirler. Bilglendirme yazısı ile davet mektubunu gönderir.
Arabululucu tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişidir. Tarafların karşılıklı görüşmesini, karşılıklı görüşme mümkün değil ise mekik sistemini uygulayarak karşılıklı görüşmelerini ve kendi iradeleriyle bir noktada anlaşmalarını temin eder ve tutanak altına alır. Görüşmeler gizlidir. Arabulucu nezdinde anlaşma olmaz ise tutulan tutanaklar daha sonra delil olarak kullanılamaz.
Arabuluculuk süreci boyunca hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri işlemez.
Önemi açısından belirtmek isteriz ki, işe iade taleplerinde, arabulucuya başvuru süresi iş akdinin feshi tarihinden itibaren engeç 1 (bir) ay olup, dava açma süresi ise arabulucu nezdinde anlaşma olmadığına dair tutanağın düzenlenmesinden itibaren 2 (iki) haftadır.
Sağlık içinde barışçıl anlaşmalar dilerim.
AV. Bahattin Çelik
11.06.2020
Yenigün Gazetesinde basıldığı gibi taşınmıştır.
Comments