17 Şubat 1926 tarihli 743 sayılı Medeni Kanunu, bilindiği üzere 01 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanun ile kaldırılmıştır. 743 sayılı Kanun yürürlükte iken eşler arasındaki kanuni rejim “MAL AYRILIĞI” iken, 4721 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle kanuni rejim olarak “EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA” kabul edilmiştir.
İster eski MK, isterse yeni TMK dönemi olsun, ev işlerinde çalışma, çocukların bakımı, ev ihtiyaçlarının giderilmesine yardımcı olma katkı payı veya değer artış payı alacağı olarak kabul edilmemektedir. Nitekim Yargıtayın yerleşik kararları “aile birliği içinde yapılan harcamalar ile müşterek çocuklar için yapılan harcamaların davalıdan tahsili mümkün olmadığına (Y.8.HD., 10.10.2013 tarih, 3345 /14705 sayılı kararı) şeklindedir.
“KATKI PAYI” alacağı, mal ayrılığı rejimine ait bir kavramdır. “DEĞER ARTIŞ” payı, “DENKLEŞTİRME” alacağı ve “KATILMA” alacağı ise edinilmiş mallara katılma rejimine ilişkin kavramlardır.
KATKI PAYI ALACAĞI, önceki Medeni Kanun döneminde kanuni rejim olan mal ayrılığına tabi eşlerden birinin, diğer eşin malvarlığına yaptığı katkıdan doğan alacağıdır.
DEĞER ARTIŞ PAYI ALACAĞI, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 227 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bir eşin, diğer eşin kişisel malına veyahut edinilmiş malın alımına, bakımına, korunmasına veya iyileştirmesine yaptığı katkıyla malın ulaştığı değer artışından katkı oranındaki payıdır. Değer artış payı katkısından bahsedilebilmesi için bu katkının para ile ölçülebilir yani ekonomik bir katkı olması gerekir. Çalışmayan eşin eve ve çocuklara bakması ya da çocuklar için yapılan harcamalar değer artış payı olarak kabul edilmez.
DENKLEŞTİRME ALACAĞI, eşlerin iki grup malı bulunmaktadır. KİŞİSEL malları ve EDİNİLMİŞ mallarıdır. Evlilik süresince bu mal gruplarından birbirine geçişler olabilir. Bir eş, kişisel malından diğer eşin kişisel malına veyahut kişisel malından edinilmiş mala bir katkıda bulunmuş olabilir. Bir eşin kişisel mallarından yaptığı katkıların iadesine denkleştirme denir.
KATILMA ALACAĞI, tarafların değer artış paylarındaki katkılarından kaynaklanan birbirine borçları ayrı bir kalem olarak yazılır. Edinilmiş malların BORÇLARI çıkartılır. Kalan değer ARTIK DEĞERDİR (TMK.m.231). İşte bu artık değerin yarısı üzerinde diğer eş hak sahibi olur. Böylece eşlerin mallar üzerindeki KATILMA ALACAKLARI tespit edilir.
Alacaklar takas edilir (TMK. m. 236). Artık değeri fazla çıkan eş, diğerine karşı, artık değerin eşitlenebilmesi için verilmesi gereken rakam kadar borçlanmış olur. Örneğin, kadının üzerindeki aracın artık değeri 80.000 TL, erkeğin üzerindeki evin değeri 600.000 TL olsun. Bu durumda araç nedeniyle erkeğin 40.000 TL alacağı, ev nedeniyle ise kadının 300.000 TL alacağı bulunmaktadır. Takas edildiğinde nihai olarak kadının erkekten 260.000 TL KATILIM alacağı çıkacaktır.
Son olarak bir de KİŞİSEL mal (TMK.m.220) ve EDİNİLMİŞ mallara (TMK.m.219) kısaca değinelim.
Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, başlangıçta eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevî tazminat alacakları kişisel mallardır. Kişisel mallar yerine geçen değerler de ( Örneğin, kişisel malı satıp yerine aldığı yeni mal ) kişisel mal sayılır.
Edinilmiş mallar ise, her bir eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Kanunda örnek olarak, çalışmasının karşılığı olan edinimler (maaş ve ücretler), emekli ikramiyeleri, çalışan eşin iş gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel malların gelirleri (örneğin kira, faiz, faizsiz bankaların verdiği katılım payı, şirketlerin kâr payları, kar payı dağıtmıyorlarsa şirketteki değer artış payı gibi), edinilmiş malların yerine geçen değerlerdir.
İster eski MK’dan kaynaklansın, isterse yeni TMK’nundan kaynaklansın, bu alacaklar, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabidir.
TMK m. 229/1, b.1 uyarınca, eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar, tasfiye hâlinde edinilmiş mallara değer olarak eklenecektir.
TMK m. 229/I, b. 2’de, süre koşuluna bağlı olmaksızın, tasfiyeden mal kaçırma amacına yönelik her türlü devir eklenecek değerler arasında sayılmıştır. Birinci bentte, mal rejiminin tasfiyesinden önceki bir yıl içinde yapılan devirler söz konusu iken, ikinci bentte böyle bir süre sınırlaması bulunmamaktadır. Bu devirlerin, mal rejiminin devamı süresince yapılmış olması şartıyla, hangi tarihte yapıldıklarının önemi yoktur…bir tür kanuna karşı hile olduğu için, kanun koyucu, süre sınırını kaldırmıştır.(Dr.Özge Yenice Ceylan, YBHD, yıl 3, sayı 2018/2, sh.225).
Bu yazımız, mal rejiminin boşanma sebebiyle değil de eşlerden birisinin ölümü nedeniyle sonlanması durumunda, sağ olan eşin haklarına ilişkin 19 Mart 2020 tarihli yazımızla birlikte okunmalıdır. Ölüm durumunda önce mal paylaşımının yapılması ve akabinde miras paylaşımına geçilmesi gerekir.
Konu, gazete köşe yazısına sığmayacak kadar detaylı olup, böyle bir durumla karşılaşmanız halinde şahsi avukatınızdan yardım almanızı öneririm.
Saygılarımla, 11.03.2021
Bahattin ÇELİK
Avukat - Arabulucu
Yenigün Gazetesinde basıldığı gibi taşınmıştır.
Comments