Merhabalar,
Siz okurlarımızla tanışmanın bugün ilk günü heyecanını yaşıyorum. Gazete yönetiminin haftada bir güncel hukuki konularda siz değerli okurlarımıza bilgi vermemi istemesini memnuniyetle kabul ettim. Dilerim siz değerli okurlarımıza faydalı olurum.
Yazılarımız doğal olarak genel bilgilendirme niteliğinde olacaktır. Bir hukuki danışmanlık hizmeti değildir. Her somut durum birbirinden farklılık arz edebileceğinden, sizlerin hukuki durumunuza özel hukuki danışmanlık hizmetini avukatınızdan almanız gerekir. Bugünkü yazımızda, ülkemizde barışçıl bir çözüm yolu olan “arabuluculuk” konusunda bilgi sunmaya çalışacağım. Takip eden yazılarımızı ise sizlerin talep ve geri dönüşleri belirleyecektir. Uyuşmazlıklar, yargıya başka bir ifadeyle mahkemelere taşınmadan veya taşınmış olsa dahi mahkemelerce karar verilmeden önce hızlı, daha az masraflı, bağımsız ve tarafsız bir arabulucunun katılımıyla alternatif çözüm yollarından biri olan “arabuluculuk” yoluyla çözülebilir. Arabuluculuk, Türk Hukuk sistemine, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile 22.06.2013 tarihinde dâhil olmuştur. Arabulucu, hukuk fakültesi mezunu ve en az beş yıl tecrübeli kişiler arasından, T.C. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Dairesi Başkanlığı tarafından yetki verilmiş kurumlarca açılan kursları tamamlayıp sınavları başarıyla geçip arabuluculuk sertifikası alarak, Bakanlık nezdindeki resmi arabuluculuk siciline kayıtlı kişilerdir. Bu Kanunla kabul edilen esas itibariyle ihtiyari arabuluculuktur. Taraflar birlikte veya taraflardan herhangi birisinin arabulucuya başvurması ve arabulucunun diğer tarafa göndereceği davet üzerine diğer tarafında kabul etmesiyle başlayan sürece ihtiyari arabuluculuk denir. İhtiyari arabuluculuk için uyuşmazlığın yargıya taşınmamış veya taşınmış olmasının bir önemi yoktur. İhtiyari arabuluculuğa ancak kişilerin tasarrufta bulunabileceği haklar yönünden başvurulabilir. Arabulucu taraf tutamaz, yönlendirme yapamaz, taraflara eşit mesafede durur ve nihayetinde tarafların kendi çözümlerini bulmasına yardımcı olur. 7036 sayılı İş Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesiyle ise zorunlu arabuluculuk getirilmiştir. Buna dava şartı arabuluculuk da diyebiliriz. Başka bir ifadeyle dava açılmadan arabuluculuğa gidilmesi zorunlu hale getirilmiştir. İş kazalarından, meslek hastalığından ve çalışma süresinin tespitine ilişkin davalar hariç, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunuyla, iş hukuku alanındaki tüm uyuşmazlıklar 01.01.2018 tarihinden itibaren, arabuluculuk dava şartı haline getirilmiştir. Keza, 01.01.2019 tarihinden itibaren, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesiyle de arabuluculuk, ticari davalarda, dava şartı haline gelmiştir. Zorunlu arabuluculuğun gereği, ilk toplantıya mutlaka tarafların iştirak etmesi gerekir. Aksi takdirde uzlaşma olmaması durumunda, arabulucunun düzenleyeceği ilk toplantıya katılmayan taraf, ileride davada haklı çıksa da tüm yargılama giderlerinden sorumlu olmaktadır. Zorunlu arabuluculukta uzlaşma olmaması durumunda arabulucunun ücreti Bakanlık tarafından ödenmekte, ilerde davada haksız çıkan tarafa yüklenmektedir. Tarafların mutabakatıyla arabulucunun düzenlediği anlaşma tutanağı bağlayıcı hale gelmektedir. Taraflardan herhangi birisi arabulucunun görev yaptığı yerdeki sulh hukuk mahkemesine müracaat ederek icra edilebilir şerhi almalarıyla anlaşma tutanağı ilam hükmünü alır. Tarafların vekilleriyle birlikte, arabulucunun düzenlediği anlaşma tutanağını imzalaması halinde, sulh hukuk mahkemesinin icra edilebilirlik şerhine gerek kalmaksızın, doğrudan ilam hükmünü almaktadır. Görülmekte olan bir dava da Mahkemenin önermesi veya tarafların istemesiyle tarafların arabulucuya başvurmuş olması durumunda düzenlenen arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilir şerhli sulh hukuk mahkemesince değil, davanın görüldüğü mahkemece verilmektedir. Arabuluculukta yargılama harç ve giderleri yoktur. Uzlaşma ve karar, arabulucu tarafından değil, bizzat tarafların kendi iradeleriyle verilmektedir. Taraflar istediği zaman arabuluculuk sürecini sonlandırmada serbesttir. Taraflar arasındaki her türlü müzakere gizlidir. Yargıda delil olarak kullanılamaz. Tarafların bir araya gelmek istememesi durumunda arabulucu mekik arabuluculuğu yaparak süreci yürütebilir. Neticeten arabuluculuk süreci barışçıl ve ucuz bir alternatif çözüm yoludur. Değerli okuyucular, Dava şartı arabuluculuk sürecine pek yakında aile arabuluculuğu, tüketici davaları da kapsama alınacaktır. Bu nedenlerle, Ülkemiz hukuk sisteminde arabuluculuk günden güne yaygınlaşacağından, anlatımlarımızın Değerli Okuyucularımıza faydalı olmasını dilerim.
AV. Bahattin Çelik
11.02.2020
Yenigün Gazetesinde basıldığı gibi taşınmıştır.
Comments